19 Ocak 2012 Perşembe

KADIN ve SİYASET (YAZAN: SULTAN ÇAMUR)


Sevgili Kadın Arkadaşlarım;
12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak olan genel seçim, kadınların siyasette yeterli sayıda yer alması tartışmasının, kadın gündeminin öncelikli konularından biri olmasına neden oldu. Bu nedenle bu yazının konusunu kadın ve siyaset olarak belirlemenin uygun olacağını düşündüm.
Siyasal kararlar, karar verenlerin kendi toplumsal konumlarına, topluma ve sorunlara bakış açılarına bağlı olarak şekillenir. Karar verici durumdaki kişi kararlarını, kendi sorunlarına, kendi önceliklerine ve kendi çözüm yollarına göre belirler. Kadınların ve erkeklerin, toplumsal cinsiyet rollerinden ve toplumdaki farklı konumlarından kaynaklanan farklı sorunları vardır. Kadınların yaşadığı sorunların çözümü için yeterli çalışmaların, ancak kadınların siyasetin içinde olmasıyla gerçekleşebileceğine inanıyorum.
Kadınların siyasi temsili önemlidir. Çünkü;
Nüfusun yarısı kadın, yarısı erkek olduğuna göre, siyasette de yarı yarıya temsil edilmeleri gerçek demokrasinin gereğidir.
Kadınların yaşadığı sorunların çözülmesi, bu sorunları bizzat yaşayan kadınların siyasal alanda yeterince temsil edilmesiyle mümkündür.
Kadınların farklı deneyimlerinden kaynaklanan farklı bakış açıları ve çözüm önerileri, her toplumsal soruna yaklaşımda temsil edilmediği zaman, bu sadece kadınlar için değil, bütün toplum için bir eksiklik olmaktadır.
Türkiye’de, pek çok Avrupa ülkesinde kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmamış olduğu 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi ve kadınların oy kullandığı ilk seçim olan 1935 yılı ara seçimlerinde kadınlar 18 milletvekili ile Meclis’te temsil edildiler. Bu gün geldiğimiz noktada Türkiye Büyük Millet Meclisinde 50 kadın milletvekili yer almaktadır.  
Kadınların ulusal ve yerel siyasetteki oranının düşük olması, kadınların kendi yaşamları hakkında verilen kararlara katılamamasına neden olmaktadır. Bu nedenle kadınların eğitimden çalışma yaşamına, aile yaşamından sağlığa ve uğradığı şiddete kadar, yaşadığı ağır sorunlar ve eşitsizlik sürmektedir. 
Kadınların siyasette ve karar mercilerinde yeterince temsil edilmesi için kadın örgütleri uzun zamandır çaba harcamakta ancak istenen sonuç alınamamaktadır.
Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği, kısa adıyla KADER, 2007 Temmuz’undaki genel seçim öncesinde, siyasi partilere ve kadın erkek tüm milletvekili adaylarına yönelik bir “Kadın Siyaseti Programı” hazırladı. Programda siyasi talepler ve bunların gerçekleştirilmesi için yapılacaklar yer almıştı. Bu program hazırlanırken pek çok kadın örgütünün de fikri ve desteği alınmıştı. Bu taleplerin bu seçimde de güncelliğini koruduğunu düşünerek programın başlıklarından söz etmek istiyorum:
Devlet Politikaları ve Kurumsal Yapıda Değişiklikler,
Seçim ve Atamayla Belirlenen Karar Organlarında Eşit Temsil ve Katılım
Eğitim ve Öğretimde Fırsat Eşitliği
Kadın İstihdamı, Çalışma Yaşamında Fırsat Eşitliği ve Kadın Yoksulluğu ile Mücadele
Sağlık Hizmetlerinden Yararlanmadaki Mağduriyet ve Önlemler
Yaygın Şiddetin Önlenmesi
Kadın sorunlarının bu seçim yaklaşırken de çözülmemiş olması nedeniyle, 12 Haziran 2011 seçimleri öncesi, kadınlarla ilgili yapılması gerekenleri gündeme getirmek ve baskı oluşturmak üzere bir araya gelen kadın örgütleri, akademisyenler, gazeteciler, yazarlar ve iş dünyasının önemli isimleri "Haklı Kadın Platformu" adında bir platform oluşturdu. Platform, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri öncesinde kadınların da eşit söz hakkına sahip olduğu bir meclis oluşturabilmeyi hedefliyor. Platform, kadınların mecliste erkeklerle eşit şekilde temsil edilmesini; şiddetin her türlüsünden korunmasını; toplumsal cinsiyet eşitliği için gereken adımların ivedilikle atılmasını; istihdamda hak ettikleri yeri bir an önce almasını ve kadınları koruyan yasaların kâğıt üzerinden hayata geçirilmesini sağlayabilmek için çalışıyor. Platformu oluşturan kadın kuruluşlarının temsilcileri, ortak bir çağrıda bulunarak, yaklaşan genel seçimler öncesi daha fazla kadın adayın, seçilebilecek yerlerden aday gösterilmesini istedi. Platformun tanıtım basın toplantısında verilen bilgilere göre;
Türkiye kadın erkek eşitliği sıralamasında 134 ülke arasında sondan 9'uncu, Meclisteki kadın oranı konusunda 181 ülke içinde 105'inci. Bakanlar Kurulu'nda bulunan 25 bakandan sadece 2’si kadın. TBMM'de çalışan 17 ihtisas komisyonunda görev yapan 477 milletvekilinden sadece 45’i kadın. Plan bütçe komisyonunun 40 üyesinden hepsi erkek, kadın yok. 16 Büyükşehir Belediye Başkanı arasında kadın başkan yok. 2 bin 403 Belediye başkanından sadece 26'sı kadın. 3 bin 281 İl Genel Meclisi üyesinden sadece 115'i kadın. Her 100 muhtardan 2'si kadın. Mayıs 2008'den beri Türkiye'de bir kadın vali yok. Kadın Vali Yardımcısı sadece 5. Kadın kaymakam 16.
Toplumdaki kadına karşı ayırımcılık, cinayet, haksızlık sebeplerinin altında yatan en önemli nedenin, siyasette ve bürokraside kadın sayısının hak ettiğinin çok altında bulunması olduğu ifade edildi. Mecliste daha fazla kadın görmek ve daha fazla bakan atanması, meclis komisyonlarında daha fazla kadın milletvekiline yer verilmesi istendi. Platformun öncelikli konuları; mecliste eşit temsil, kadın istihdamının artırılması, kadınları ilgilendiren tüm bütçelerin yükseltilmesi, şiddetin önlenmesi için kararlı adımlar atılması ve yasaların uygulanabilir hale getirilmesi. Seçimlere kadar yoğun olarak Meclis’e daha fazla kadın girmesine yönelik çalışmalar yapacak olan Platform, seçimlerden sonra ise kadınlarla ilgili verilen sözlerin tutulup tutulmadığını izleyecek ve kamuoyuyla paylaşacak. Platform; cinsiyet eşitsizliğine sebep olan her türlü uygulamanın yakın takipçisi olmayı amaçlıyor.

Yasalara göre kadın ve erkek eşit ve kadınların siyasete girmesine bir engel görünmüyor. Yaşanan durum ise, kadınların siyasete girmesini zorlaştıran pek çok engel olduğunu gösteriyor; Yoksulluk, eğitimsizlik, işsizlik, din ve etnik köken erkeklerin baskısı altında yaşama, ev işleri, ailedeki çocuk, yaşlı, engelli bireylerin bakımını üstlenme, kadınlara uygulanan cinsiyet ayrımcılığı, kültürel ve ahlaki normlar, kadınlarda yaratılmış özgüven eksikliği, kadınların siyaseti kirli ve erkeklere özgü bir alan olarak algılamaları kadınların siyasete uzak durmalarına neden oluyor. Siyasete girmek isteyen kadınlar için, parti üyeliği ve milletvekili adaylığı başvuru ücretleri, siyasal etkinliklere ve örgütlere ulaşma güçlüğü, siyasal örgütlerin kadınlara yeterli destek vermemesi ve siyasetin, erkeklerin aile ve ev hayatını önceliğe koymayan yaşam tarzlarına uygun olarak düzenlenmiş durumda olması engeller yaratıyor.

Bu engeller ve Meclisteki kadın sayısının azlığı, yasadaki eşitlik söyleminin soyut kaldığını ve kadınların siyasette daha çok temsil edilmeleri için özel önlemler alınması gerektiğini gösteriyor. Kadınların siyasete girmesini engellediğini belirlediğimiz ve aynı zamanda kadınların insanca yaşamalarını engelleyen bu sorunların çözümü de yine, kadınların Mecliste yeterince temsil edilmesiyle sağlanabilecektir.  Çünkü erkeklerin çoğunlukta oldukları Mecliste her zaman kadın sorunlarından daha önce gelen sorunlar gündemde oluyor ve kadınlar yoksul, eğitimsiz olmaya, şiddete uğramaya, cinayete kurban gitmeye mahkûm oluyorlar.
Kadınların aday listelerinde seçilebilir sıralarda, belli oranlarda bulundurulma zorunluluğu yasal olarak getirilmeli. Kadınların Mecliste en az %40 oranında temsil edilmeleri, Meclisin çoğunluğunu kadın politikaları yönünde ikna etme olanakları doğuracak ve politik kültürü etkileme güçleri olacaktır. %40 kritik eşiktir. %40’tan daha düşük bir temsilde, şu anda yaşanan durumda olduğu gibi, Meclise giren kadınlar erkeklerin koyduğu kurallarla, erkeklerin getirdiği gündemle uğraşmak durumunda kalmakta ve kadınları temsil etme güçleri olamamaktadır. Böylece kadın olduğu halde kadınları temsil etmeyen temsilcilerin, erkeklerden farkı kalmamaktadır.
Kadınları siyasi alanda güçlendirmek için eğitimlere ve örgütlenmeye gereksinimleri vardır. Öncelikle, kadınlara, yaşadığı eşitsizlikleri görmek ve çözüm üretmek için duyarlılık geliştirme eğitimleri yapmak gerekir. Etkin olmak istedikleri siyaset alanını tanımak, deneyim paylaşımı yoluyla kadınların birbirlerinden öğrenmelerini sağlamak, kadınlar arasında bilinci ve dayanışmayı artırıcı bilgi ve beceri edinmelerini sağlayıcı eğitimlere gereksinim vardır. Kampanyalarla, dayanışma ağlarıyla, kadın adayların ve kadın seçmenlerin eğitiminin sağlanması gerekmektedir. Bu çalışmalar çeşitli düzeylerde yapılmaktadır ancak daha yaygın olarak yapılması gerektiği ortadadır. Kadınlar olarak birbirimizle dayanışma içinde olmamız, hayatı birbirimize kolaylaştırmamız, siyasetin kadınların da etkin olacağı bir hale getirilmesi için baskı grubu olmamız gerekiyor.
Her geçen gün ağırlaşan kadın sorunlarının çözümü, kadınların Mecliste ve karar organlarında yeterli temsiline bağlı.
06.04 2011

Yazan: Sultan Çamur
Sosyal Hizmet Bilim Uzmanı
Kamu Yönetimi Bilim Uzmanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşünceleriniz ve eleştirileriniz, bizim için değerlidir. Lütfen siz de yorumlarınızı paylaşarak bize destek olunuz.