Sevgili Kadın
Arkadaşlarım;
12 Haziran 2011
tarihinde yapılacak olan genel seçim, kadınların siyasette yeterli sayıda yer
alması tartışmasının, kadın gündeminin öncelikli konularından biri olmasına
neden oldu. Bu nedenle bu yazının konusunu kadın ve siyaset olarak belirlemenin
uygun olacağını düşündüm.
Siyasal kararlar,
karar verenlerin kendi toplumsal konumlarına, topluma ve sorunlara bakış
açılarına bağlı olarak şekillenir. Karar verici durumdaki kişi kararlarını,
kendi sorunlarına, kendi önceliklerine ve kendi çözüm yollarına göre belirler. Kadınların
ve erkeklerin, toplumsal cinsiyet rollerinden ve toplumdaki farklı
konumlarından kaynaklanan farklı sorunları vardır. Kadınların yaşadığı
sorunların çözümü için yeterli çalışmaların, ancak kadınların siyasetin içinde
olmasıyla gerçekleşebileceğine inanıyorum.
Kadınların siyasi
temsili önemlidir. Çünkü;
Nüfusun yarısı kadın,
yarısı erkek olduğuna göre, siyasette de yarı yarıya temsil edilmeleri gerçek
demokrasinin gereğidir.
Kadınların yaşadığı
sorunların çözülmesi, bu sorunları bizzat yaşayan kadınların siyasal alanda yeterince
temsil edilmesiyle mümkündür.
Kadınların farklı
deneyimlerinden kaynaklanan farklı bakış açıları ve çözüm önerileri, her
toplumsal soruna yaklaşımda temsil edilmediği zaman, bu sadece kadınlar için
değil, bütün toplum için bir eksiklik olmaktadır.
Türkiye’de, pek çok
Avrupa ülkesinde kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmamış olduğu 1934 yılında
kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi ve kadınların oy kullandığı ilk seçim
olan 1935 yılı ara seçimlerinde kadınlar 18 milletvekili ile Meclis’te temsil
edildiler. Bu gün geldiğimiz noktada Türkiye Büyük Millet Meclisinde 50 kadın
milletvekili yer almaktadır.
Kadınların ulusal ve
yerel siyasetteki oranının düşük olması, kadınların kendi yaşamları hakkında verilen
kararlara katılamamasına neden olmaktadır. Bu nedenle kadınların eğitimden
çalışma yaşamına, aile yaşamından sağlığa ve uğradığı şiddete kadar, yaşadığı
ağır sorunlar ve eşitsizlik sürmektedir.
Kadınların siyasette
ve karar mercilerinde yeterince temsil edilmesi için kadın örgütleri uzun
zamandır çaba harcamakta ancak istenen sonuç alınamamaktadır.
Kadın Adayları
Destekleme ve Eğitme Derneği, kısa adıyla KADER, 2007 Temmuz’undaki genel seçim
öncesinde, siyasi partilere ve kadın erkek tüm milletvekili adaylarına yönelik
bir “Kadın Siyaseti Programı” hazırladı. Programda siyasi talepler ve bunların
gerçekleştirilmesi için yapılacaklar yer almıştı. Bu program hazırlanırken pek
çok kadın örgütünün de fikri ve desteği alınmıştı. Bu taleplerin bu seçimde de
güncelliğini koruduğunu düşünerek programın başlıklarından söz etmek istiyorum:
Devlet Politikaları
ve Kurumsal Yapıda Değişiklikler,
Seçim ve Atamayla
Belirlenen Karar Organlarında Eşit Temsil ve Katılım
Eğitim ve Öğretimde
Fırsat Eşitliği
Kadın İstihdamı,
Çalışma Yaşamında Fırsat Eşitliği ve Kadın Yoksulluğu ile Mücadele
Sağlık
Hizmetlerinden Yararlanmadaki Mağduriyet ve Önlemler
Yaygın Şiddetin
Önlenmesi
Kadın sorunlarının
bu seçim yaklaşırken de çözülmemiş olması nedeniyle, 12 Haziran 2011 seçimleri
öncesi, kadınlarla ilgili yapılması gerekenleri gündeme getirmek ve baskı
oluşturmak üzere bir araya gelen kadın örgütleri, akademisyenler, gazeteciler,
yazarlar ve iş dünyasının önemli isimleri "Haklı Kadın Platformu"
adında bir platform oluşturdu. Platform, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri
öncesinde kadınların da eşit söz hakkına sahip olduğu bir meclis
oluşturabilmeyi hedefliyor. Platform, kadınların mecliste erkeklerle eşit
şekilde temsil edilmesini; şiddetin her türlüsünden korunmasını; toplumsal
cinsiyet eşitliği için gereken adımların ivedilikle atılmasını; istihdamda hak
ettikleri yeri bir an önce almasını ve kadınları koruyan yasaların kâğıt
üzerinden hayata geçirilmesini sağlayabilmek için çalışıyor. Platformu
oluşturan kadın kuruluşlarının temsilcileri, ortak bir çağrıda bulunarak,
yaklaşan genel seçimler öncesi daha fazla kadın adayın, seçilebilecek yerlerden
aday gösterilmesini istedi. Platformun tanıtım basın toplantısında verilen
bilgilere göre;
Türkiye kadın erkek
eşitliği sıralamasında 134 ülke arasında sondan 9'uncu, Meclisteki kadın oranı
konusunda 181 ülke içinde 105'inci. Bakanlar Kurulu'nda bulunan 25 bakandan
sadece 2’si kadın. TBMM'de çalışan 17 ihtisas komisyonunda görev yapan 477
milletvekilinden sadece 45’i kadın. Plan bütçe komisyonunun 40 üyesinden hepsi
erkek, kadın yok. 16 Büyükşehir Belediye Başkanı arasında kadın başkan yok. 2
bin 403 Belediye başkanından sadece 26'sı kadın. 3 bin 281 İl Genel Meclisi
üyesinden sadece 115'i kadın. Her 100 muhtardan 2'si kadın. Mayıs 2008'den beri
Türkiye'de bir kadın vali yok. Kadın Vali Yardımcısı sadece 5. Kadın kaymakam 16.
Toplumdaki kadına
karşı ayırımcılık, cinayet, haksızlık sebeplerinin altında yatan en önemli
nedenin, siyasette ve bürokraside kadın sayısının hak ettiğinin çok altında bulunması
olduğu ifade edildi. Mecliste daha fazla kadın görmek ve daha fazla bakan
atanması, meclis komisyonlarında daha fazla kadın milletvekiline yer verilmesi
istendi. Platformun öncelikli konuları; mecliste eşit temsil, kadın
istihdamının artırılması, kadınları ilgilendiren tüm bütçelerin yükseltilmesi,
şiddetin önlenmesi için kararlı adımlar atılması ve yasaların uygulanabilir
hale getirilmesi. Seçimlere kadar yoğun olarak Meclis’e daha fazla kadın
girmesine yönelik çalışmalar yapacak olan Platform, seçimlerden sonra ise
kadınlarla ilgili verilen sözlerin tutulup tutulmadığını izleyecek ve
kamuoyuyla paylaşacak. Platform; cinsiyet eşitsizliğine sebep olan her türlü
uygulamanın yakın takipçisi olmayı amaçlıyor.
Yasalara göre kadın
ve erkek eşit ve kadınların siyasete girmesine bir engel görünmüyor. Yaşanan
durum ise, kadınların siyasete girmesini zorlaştıran pek çok engel olduğunu
gösteriyor; Yoksulluk, eğitimsizlik, işsizlik, din ve etnik köken erkeklerin
baskısı altında yaşama, ev işleri, ailedeki çocuk, yaşlı, engelli bireylerin
bakımını üstlenme, kadınlara uygulanan cinsiyet ayrımcılığı, kültürel ve ahlaki
normlar, kadınlarda yaratılmış özgüven eksikliği, kadınların siyaseti kirli ve
erkeklere özgü bir alan olarak algılamaları kadınların siyasete uzak
durmalarına neden oluyor. Siyasete girmek isteyen kadınlar için, parti üyeliği
ve milletvekili adaylığı başvuru ücretleri, siyasal etkinliklere ve örgütlere
ulaşma güçlüğü, siyasal örgütlerin kadınlara yeterli destek vermemesi ve
siyasetin, erkeklerin aile ve ev hayatını önceliğe koymayan yaşam tarzlarına
uygun olarak düzenlenmiş durumda olması engeller yaratıyor.
Bu engeller ve
Meclisteki kadın sayısının azlığı, yasadaki eşitlik söyleminin soyut kaldığını
ve kadınların siyasette daha çok temsil edilmeleri için özel önlemler alınması
gerektiğini gösteriyor. Kadınların siyasete girmesini engellediğini
belirlediğimiz ve aynı zamanda kadınların insanca yaşamalarını engelleyen bu
sorunların çözümü de yine, kadınların Mecliste yeterince temsil edilmesiyle
sağlanabilecektir. Çünkü erkeklerin
çoğunlukta oldukları Mecliste her zaman kadın sorunlarından daha önce gelen
sorunlar gündemde oluyor ve kadınlar yoksul, eğitimsiz olmaya, şiddete
uğramaya, cinayete kurban gitmeye mahkûm oluyorlar.
Kadınların aday
listelerinde seçilebilir sıralarda, belli oranlarda bulundurulma zorunluluğu
yasal olarak getirilmeli. Kadınların Mecliste en az %40 oranında temsil
edilmeleri, Meclisin çoğunluğunu kadın politikaları yönünde ikna etme
olanakları doğuracak ve politik kültürü etkileme güçleri olacaktır. %40 kritik
eşiktir. %40’tan daha düşük bir temsilde, şu anda yaşanan durumda olduğu gibi,
Meclise giren kadınlar erkeklerin koyduğu kurallarla, erkeklerin getirdiği
gündemle uğraşmak durumunda kalmakta ve kadınları temsil etme güçleri
olamamaktadır. Böylece kadın olduğu halde kadınları temsil etmeyen
temsilcilerin, erkeklerden farkı kalmamaktadır.
Kadınları siyasi
alanda güçlendirmek için eğitimlere ve örgütlenmeye gereksinimleri vardır. Öncelikle,
kadınlara, yaşadığı eşitsizlikleri görmek ve çözüm üretmek için duyarlılık
geliştirme eğitimleri yapmak gerekir. Etkin olmak istedikleri siyaset alanını
tanımak, deneyim paylaşımı yoluyla kadınların birbirlerinden öğrenmelerini sağlamak,
kadınlar arasında bilinci ve dayanışmayı artırıcı bilgi ve beceri edinmelerini
sağlayıcı eğitimlere gereksinim vardır. Kampanyalarla, dayanışma ağlarıyla,
kadın adayların ve kadın seçmenlerin eğitiminin sağlanması gerekmektedir. Bu
çalışmalar çeşitli düzeylerde yapılmaktadır ancak daha yaygın olarak yapılması
gerektiği ortadadır. Kadınlar olarak birbirimizle dayanışma içinde olmamız,
hayatı birbirimize kolaylaştırmamız, siyasetin kadınların da etkin olacağı bir
hale getirilmesi için baskı grubu olmamız gerekiyor.
Her geçen gün
ağırlaşan kadın sorunlarının çözümü, kadınların Mecliste ve karar organlarında yeterli
temsiline bağlı.
06.04 2011
Yazan:
Sultan Çamur
Sosyal
Hizmet Bilim Uzmanı
Kamu Yönetimi Bilim
Uzmanı